8 Mart 2010 Pazartesi
15 Şubat 2010 Pazartesi
6 Eylül 2009 Pazar
Kandırıkçı..
Hayat ağacından dökülen yaprakları avuçlayıp savururken *ahkam* tadinda..
Dokunmaya korktuğum kapıyı aralamışım habersizce.
Sözlerle saklı mutluluk nidalarını bırakirken göz yaşı şelalesine..
biran duraksadım..
sordum..
kimi kandırıyorsun?
beni kandıramıyorsun..
..
Gecenin bilmem hangi saatiydi, sonuna kadar açılmış pencereden yüzüme vuran esinti ile gözlerimi aralayabildim..
Etrafımdan akan yol ışıklarinda, tozlarını üfleyerek tazelediğim cd ile karalar kaplamış yolda ilerliyordum saate inat.
Düşünmemek için kastığım yürek, uyuşmaya başlamıştı bile.
Bıraktım savunmasızca kendimi..
Sol tarafa park ettiğim aracımdan inerken habersizce komşu olduğumu farkettim, yan araçta ki aşk pıtırcıklarına( kıskandım mı ne?)..
Yürüdüm sahil boyunca, adımlarımın hızı ayarsız, dalgaları yakalama endişesinde..
Eksik kalan yanlarımı doldurmak için çektiğim deniz kokusu kılcal damarlarla vücudumu uyuşturmasi çok zaman almadı..
Ağırlaşan adımlarla bir bankı mesken tuttum..
Biraz ilerde seyyar evini kurmuş uyuyan şahsın acısını görmezlikten geldim.
Hayata tutunabilmek için bira şişeleri toplayan insanların mesaisinde onlari hissetmekte gelmedi içimden..
Bencildim o gece..
Umudun kesilmemesi ahkamini hatırladım yine.
Hayatı masal tadında mı yaşamalı? Yoksa gerçeklerle olan çatışmada bir kalkan daha mi takmalıydık bedenimize..
düşündüm..
eksildim..
yoruldum..
fakat ağlayamadım..
..
kimi kandırıyorsun?
beni kandıramıyorsum..
...
bildiğim tek şey..
*iç huzurum* için susmalıyım ve inanmalıyım..
Dokunmaya korktuğum kapıyı aralamışım habersizce.
Sözlerle saklı mutluluk nidalarını bırakirken göz yaşı şelalesine..
biran duraksadım..
sordum..
kimi kandırıyorsun?
beni kandıramıyorsun..
..
Gecenin bilmem hangi saatiydi, sonuna kadar açılmış pencereden yüzüme vuran esinti ile gözlerimi aralayabildim..
Etrafımdan akan yol ışıklarinda, tozlarını üfleyerek tazelediğim cd ile karalar kaplamış yolda ilerliyordum saate inat.
Düşünmemek için kastığım yürek, uyuşmaya başlamıştı bile.
Bıraktım savunmasızca kendimi..
Sol tarafa park ettiğim aracımdan inerken habersizce komşu olduğumu farkettim, yan araçta ki aşk pıtırcıklarına( kıskandım mı ne?)..
Yürüdüm sahil boyunca, adımlarımın hızı ayarsız, dalgaları yakalama endişesinde..
Eksik kalan yanlarımı doldurmak için çektiğim deniz kokusu kılcal damarlarla vücudumu uyuşturmasi çok zaman almadı..
Ağırlaşan adımlarla bir bankı mesken tuttum..
Biraz ilerde seyyar evini kurmuş uyuyan şahsın acısını görmezlikten geldim.
Hayata tutunabilmek için bira şişeleri toplayan insanların mesaisinde onlari hissetmekte gelmedi içimden..
Bencildim o gece..
Umudun kesilmemesi ahkamini hatırladım yine.
Hayatı masal tadında mı yaşamalı? Yoksa gerçeklerle olan çatışmada bir kalkan daha mi takmalıydık bedenimize..
düşündüm..
eksildim..
yoruldum..
fakat ağlayamadım..
..
kimi kandırıyorsun?
beni kandıramıyorsum..
...
bildiğim tek şey..
*iç huzurum* için susmalıyım ve inanmalıyım..
25 Ağustos 2009 Salı
Şifalı gözlerin herşeyi iyi edecek..
Şifalı gözlerin herşeyi iyi edecek..
Gözlerime bakmaktan korkma Anna..
18 Ağustos 2009 Salı
Bir bayram havası..
Futursuzca dolaşan yalnızlık, ruhumda boşluklar arıyor..
Bulduğu en derin boşluk; SensizliK..
Dolu olan gözyaşı torbalarını, morluklarla gizliyorum..
hüznümün bayramındayım bu gece
kutlu-mutlu olsun..
(Foto.:2008-Üsküdar)
13 Ağustos 2009 Perşembe
Kayıp düşler..
Yorgunum..
Ruhumun deşifresinde çırpınırken,
ne olduğunu bilemediğim yokuşlarda, ne aradadığımı bilemeden ilerliyorum..
kırılmışken tüm güven duyguları,
halen güvenmekten neden korkmuyorum?
...
uyanıyorum kaybolduğum düşlerimden..
kulağımın bir kenarında kalmış kelimeler yeniden fısıldıyor..
"Bir gün benden çok nefret edeceksin, o gün çok mutlu olacaksın..."
mırıldanıyorum..
*Çok nefret-Çok mutluluk getirmiyor...
7 Ağustos 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)