6 Eylül 2009 Pazar

Kandırıkçı..

Hayat ağacından dökülen yaprakları avuçlayıp savururken *ahkam* tadinda..
Dokunmaya korktuğum kapıyı aralamışım habersizce.
Sözlerle saklı mutluluk nidalarını bırakirken göz yaşı şelalesine..
biran duraksadım..
sordum..
kimi kandırıyorsun?
beni kandıramıyorsun..
..
Gecenin bilmem hangi saatiydi, sonuna kadar açılmış pencereden yüzüme vuran esinti ile gözlerimi aralayabildim..
Etrafımdan akan yol ışıklarinda, tozlarını üfleyerek tazelediğim cd ile karalar kaplamış yolda ilerliyordum saate inat.
Düşünmemek için kastığım yürek, uyuşmaya başlamıştı bile.
Bıraktım savunmasızca kendimi..
Sol tarafa park ettiğim aracımdan inerken habersizce komşu olduğumu farkettim, yan araçta ki aşk pıtırcıklarına( kıskandım mı ne?)..
Yürüdüm sahil boyunca, adımlarımın hızı ayarsız, dalgaları yakalama endişesinde..
Eksik kalan yanlarımı doldurmak için çektiğim deniz kokusu kılcal damarlarla vücudumu uyuşturmasi çok zaman almadı..
Ağırlaşan adımlarla bir bankı mesken tuttum..
Biraz ilerde seyyar evini kurmuş uyuyan şahsın acısını görmezlikten geldim.
Hayata tutunabilmek için bira şişeleri toplayan insanların mesaisinde onlari hissetmekte gelmedi içimden..
Bencildim o gece..
Umudun kesilmemesi ahkamini hatırladım yine.
Hayatı masal tadında mı yaşamalı? Yoksa gerçeklerle olan çatışmada bir kalkan daha mi takmalıydık bedenimize..

düşündüm..
eksildim..
yoruldum..

fakat ağlayamadım..
..
kimi kandırıyorsun?
beni kandıramıyorsum..
...

bildiğim tek şey..
*iç huzurum* için susmalıyım ve inanmalıyım..

1 yorum:

cache dedi ki...

işte bu.. Sebep mi oluştu yoksa cesaret mi?
her ne oldu ise güzel oldu..
(yine geleceğim)